Kenan Fani Doğan

Kenan Fani Doğan

09 Temmuz 2013

Geçmiş dönem kürt devletlerine kısa değinmeler..


Saygıdeğer Kadir Canbek Hocam kendi sayfasında "Khord(a) ve Kord(eh)" söcüklerinin anlamları üzerine yaptığı araştırma sonuçlarından mütevellit çok değerli bilgiler paylaştı. Konuya dair düşüncelerimi yazdım. Aynı notumu burada, kendi sayfamda ilgi duyacak kardeşlerimin değerlendirmelerine sunuyorum.

Khord'la - kordeh farklı sözcüklerdir. Kord(eh) olduğu gibi okunur, kürt anlamına geliyor. Khord farklı, Pehlevice yada eşkanca Khorda Avesta denirken "Avesta'dan parça-bölüm" anlamında kullanılıyor, zazakideki wurdi sözcüğünün karşılığıdır, sözcük Xorda(e) diye okunuyor. Khorda Avesta'ya "genel duacıların kitabı" denirrken tamamen doğru tercüme edilmiş hem de en yetkin şekilde. Kuran okuyanlarda da aynı gelenek vardır. Amma, Tebareke, Yasin surelerinin üçünü okuyan Kuran'ı tümüyle okumuş kadar sevap kazanır. Bu üç ayetin okunması bir nevi minyatür hatimdir, tamamen dua saikiyle ve umumiyetle ölüler için okunur. İslamiyetin minyatür hatim geleneğini Avestik genel duacılardan aktardığı anlaşılıyor. Tümünü okumak yerine bir bölümüyle aynı amaç yada sevap hasıl oluyor.

Kuhistan, dağlık, dağ ülkesi anlamına geliyor. Bugün bir eyalet ama başkentinin ismi Dasa (!). Kesin bir şey söyleyemeyeceğim, Paştu ve Tacik dilleri de kürtçeye farsça kadar hatta daha yakın, Urdu dili de. Öyleki Paştun diliyle harmanlanmış bir dil olan dari'yi bir kürt tercümansız anlar. Dari konuşanlarla ilk karşılaştığımda bilmeden nerenin kürdü olduklarını sormuştum, adamlar şaşırıp gülmüşlerdi. Yanımdaki masada oturuyorlardı ve aralarında tartışıyorlardı, ne konuştuklarını kendilerine isveççe anlattığımda "biz, dilimizin kürtçeye çok yakın olduğunu biliyoruz ama kürtlerin çoğu bunu bilmiyor" dediler, çok keyifliydi. Bu her iki halk da kürtler gibi dağlı halklardır.

Sasaniler'de kürt inkarı yok, ancak o gün kürt kavramı yaygın şekilde kullanılmıyor. Kürtler kendilerini tek-tek aşiretlere yada aşiretlerden oluşmuş konfederasyonlara aidiyetleriyle ifade ediyorlar. Part kürtken o bile kendine kürt demiyor, "parni" diyor. Med kendine kürt demiyor, "amada" olarak birlik terimiyle ifade ediyor. Sasani imparatorluğu partların yedi prenslik sistemini bu prenslikleri oluşturan konfederasyonlar ve sahip oldukları yetkilerle aynen koruyor. Sadece imparatorluk yönetimi el değiştiriyor. Devlet ve bileşenleri aynı kalıyor. Paştular, tacikler, azeriler ve egemen halk olan farslar karşısında kürtlerin imparatorluk bünyesinde bilinen üç tane krallığı var. Lekler, Talişler, Daylamitler, Bakhtrialılar (paştu), Tacikler, Türkler krallıktan yoksun ve özellikle imparatorluğun idari ve askeri kademelerinde yok denecek durumdalar. Kürtlerinse her biri devasa üç tane krallığı var. Bunlar arasındaki Mihran, Koren, ve Suren hem Kırım'da, hem Transkafkasya'da, hem Mezopotamya'da, hem Zagrosların doğusunda her zaman kürttür ve hala kürttür. Pers ise başından beri perstir. Pers'in de aşiretleri ve lehçeleri var ama hiç değilse kendi etnogenini ve dilini kendi topluluklarına hakim kılmayı başarıyor. Bütün toplulukları fars genel adı altında birleştirmeyi başarıyor. Bu durum toplu hareket imkanı veriyor. Ulusal kalkışmalarda çok önemlidir ki başarı şansı yaratıyor. İskit istilasından, Med egemenliğinden, İskender hezimetinden, Part egemenliğinden, Arap istilasından sonra sürekli toparlanıp devlet olabilmesinin nedeni budur. Kürdün kendi dilini ve etnogenini hakim kılma çabası ya hiç yok yada çok zayıf. Evliya Çelebi'nin kendi döneminde tanıklık ederek saydığı 15 kürt lehçesi var, Part dönemine götürülse bu sayı ona katlanır. Kürt lehçeleri bugün bile yekdiğerini ya anlamaz yada zorlukla anlar durumda. Partların eşkani denemesi var ama Zendi Avesta ile, dolayısıyla dönemin aydınlarıyla sınırlı kalıyor. Kalkışma dönemlerini düşününüz, hepsi yöresel kalmıştır. Sımko, Mehabad, Botan, Revanduz, Muks, Koçgiri, Ginc, Dersim kalkışmaları hep kendi yörelerinin katılımıyla mahduttur. Bugün devlet olunduğu günde bile Süleymaniye-Hewler bıçaklarını arkaya saklamış iki dost yüzlü düşmanı oynamıyorlarmı, Soran devleti nidalarını hem de Talabani'den duymadıkmı?

Nasıl devlet olunacağını bilen fars soylu Sasani'nin kürtleri kürt genel adı altında birleştirmek, kürtçenin lehçelerini pehlevicede olduğu gibi lehçeler arası bir esperentoda birleştirmek mükellefiyeti yok, aksine bunu savsaklamak için yeterli nedeni var. Zaten bu zayıflık üzerine devlet şansı edinmişken kendi oturdukları dalı kesmemelerinin yeterli nedeni var. Kürtlerin hem o dönemde hem de bugün sayıca fazla olmalarına rağmen devlet olamayışlarının nedenini de açıklamış oluyoruz. Arap bile bunun farkındadır, istila hareketiyle birlikte kendi dilini ve etnogenini hakim kılmaya çalışyor. Kürdistan'ı tam sömürge haline getirdikten sonra türkün yaptığı da budur.

Biraz daha açmak için yakın dönemden başka örnekler vereyim.

3. ve 4. yüzyıllarda;
Solakha ve Azzi

Daha sonraları;
Süveydiye krallığı
Hasanvayhi krallığı
Moks (Müküs) hanlığı
Botan emareti
Revanduz emareti
Makû hanlığı
Bedlis emareti

Bunların her biri milyonluk nüfusa sahip, yayıldıkları coğrafya itibarıyla kendi dönemlerindeki devletlerin çoğundan büyük devletler. Hiçbiri kürt ismine gerek görmüyor. Bunlara Şerefname'de sayılan irili ufaklı prenslikleri de ekleyelim. Hepsi yöre yada hanedanlığın aile ismiyle anılıyor. 2 yüzyıl öncesine kadar aynı durum devam ediyor. Bizimkiler kendisinin kürt olduğunu ya önemsemiyor yada kendini kürt olarak ifade etme gereği duymuyor. İşgalcisi kürt demekte tereddüt etmiyor, Selçuklu, Bahar eyaletine Kürdistan diyor, oysa eyaletin kendisi Hamedan, Kirmanşah, Dinever, Sincar ve Şehrizor kalmayı seçiyor. Bu kadar geniş bir coğrafyayı kendi etnonimiyle değil yöre yada hanedanlıkla tefsir ve ifade ediyor. Osmanlı Çemişgezek'e Kürdistan diyor, çemişgezekli Sakman kalmakta ısrarlı. Selahaddine bakınız, fiilen imparator, kendisinden sonra ardılları da güçlü ama kürt yada Kürdistan demiyorlar, Eyyubi diyorlar, Hasankef emareti diyorlar, Malatya Eyyubileri diyorlar. Bunca zaaf devlet değil, devletsizlik getirir ve getirmiştir.

Kürdistan Teali aksiyonunun siyasi ve askeri örgütlenmede, halkı mobilize etmede büyük yetmezlikleri var. Şüphesiz yaşam bulduğu kısa süre zarfında daha fazlasını beklemek haksızlık olur. Ancak kürtlük bilincini ülkenin tamamına teşmil olacak şekilde kitleye mal etmesi Kürdistan tarihinde bir dönüm noktasıdır. Kürtlerin mukadderatı değişecekse bu idrakin ve o gün konulan harcın hayrına değişecektir.








 

Hiç yorum yok :