Kenan Fani Doğan

Kenan Fani Doğan

02 Nisan 2011

"Bawa Dûzîgûn" üzerine..

Türkler gibi Palandöken demek yerine "Dokan" der ve Pala ile Dokan'ın anlamları üzerinde ayrı ayrı durursanız Pala ismi sizi bir kavime, Dokan ismi sizi bu kavmin rahiplerine, din adamlarına götürür. Homa inancının ne olduğunu sorgulamadan kızılbaşlığa ve din adamlarına yeterince açıklık getirmiş sayılmayız. Nuri Dersimi, zazakide yer etmiş bazı sözcüklerin Kapadokî şeklinde isimlendirilen Hitit-Pala dilleriyle ilgisini tesbit etmiştir ama bu sadece bir sonuçtur. Dersimi, bunun nedenlerini araştırmaz ve farkında olduğunun bilgilerini sunmaz. Aynı olgunun farkına varan bazı araştırmacılar bu olguyu derinlemesine yargılamadan kürtlerin "anatolik" olduğuna dair tezler kurgulamışlardır. Kuşkusuz benim niyetim burada tez kurgulamak değil.

Şia, mevlevilik ve bektaşilik ile ruhani dejenerasyona uğrayan, özgün formu deforme olan kızılbaşlık bugün "Baba Duzgûn" demektedir. Oysaki aslı zazaki telaffuz ile "Dızgûn" kurmanciyle "Dûzîgûn"dur. Dêrsîm aşiretlerinin genel ismi eski kayıtlarda "dusîkî-duzîkî" şeklinde olup esasta dini bir isimlendirmedir. Zig yada Zik sözcükleri zirve, yükselti, uç anlamlarını vermektedir. Dızîgun, iki yüceliği, iki kutsiyeti içeren anlamındadır. Baba tanrı Güneş ile baştanrıça Ay'ın oğlu olması nedeniyle bu her her iki yüceliğin müşterek ürünü ve varisi olan tanrıya verilecek ismin bu nedenle Dûzîgûn olmasında şaşılacak bir yan yoktur. Dûzîgûn ismi, başlangıçta dinsel bir sıfatlandırmayken zaman içerisinde etnik sıfatlandırmaya dönüşecek olan Dımîlî, Dımîlkî genel isimlendirmesiyle de uyum içerisindedir. Dımîlî sözcüğünü çevirdiğinizde "iki boyunlu" anlamını verir. İki ayrı kutsiyetin ürünü olan bir tanrının izleyicilerine her iki (ay-güneş) tanrıyı dışlamayan ama üçüncüsüne, oğul tanrıya başat rol vermiş olmaları dolayısıyla Dımîlî denmesinde hiçbir aykırılık yoktur. Homa, iki farklı özellliği bünyesinde barındıran, gecenin ve gündüzün, bereketin ve döllemenin, iyiliğin ve kötülüğün, yaşamın ve ölümün hükmedicisi olarak düalist özellikler taşır. Düalist karakter, bahse konu inancın ay ve güneş kültüne birlikte yer vermesinin sonucudur.

Homa'nın bir diğer karakteri, anatanrıça kültü üzerinde inşa edilmekle birlikte eril oluşudur. Bu nedenle kızıldır, sur'dur, sor'dur, Kurê Şan'dır, güneşin oğludur, babasının oğludur, anası kutsal sayılmakla birlikte nesebi, soyaçekimi eril dominant anlayışla açıklanır. Dêrsîm'i, yörenin yaygın dili olan zazakiyi bir kenara itip farsça yada kurmanci ile anlamlandırmaya koyulursanız "Gümüş kapı" manasında algılamanız gerekir, oysa zazakide kapıya "der-derî" denmez, kapı sözcüğünün zazaki karşılığı 'bêr'dir. Dêrsîm'i, anatanrıçanın kutsiyetine izafeten inşa edilmiş tapınakların yöresi olarak kabul etmek doğru olanıdır. Burada Homa inancı, daha eski olan anatanrıça(ay) tapımının uzunca bir çekişmeden sonra baba tanrı inancına yenik düşmesi ve baba kültü ile örtülmesinden sonra ortaya çıkan bir uzlaşmayı, bir sentezi temsil etmektedir. Teslis'in(1) benzer türü günümüz kızılbaşlığında hala yer bulmaktadır. Dêrsîm inancının tanrısı Homa, Hitit'in Pulun, Urartu'nun Tarhund(Tarqun-Tercon) tanrılarıyla ve genel olarak Mithra(Threeaton) tanrısıyla benzer özellikler içermektedir. Zazakide üç sayısına 'hîri-hîryê' denmekte olduğunu, Hîrkaniya(Hyrkania) coğrafyasının Partia Homa Varga ülkesinin sınırları içerisinde yer aldığını da bilgilerimize ekleyelim.

Kurê Şan'dan, Bextiyar'a, Demenan'dan Balaban'a kadar aşiret isimleri Homa'nın sıfatları ve özellliklerinden ilham alınarak verilmiş isimlendirmelerdir.

Pêrî, anatanrıçaya adanmış bir akarsudur. Munzur da anatanrıçaya adanmıştır.

Alevîliği, kızılbaşlığı Zerdüşt diniyle açıkladığınız zaman Med-Pers çıkmazına girersiniz. Oysa persler Homa tapımının izleyicilerini İranî olarak kabul etmiyor Turanî kavimlerden sayıyorlardı. Türklerin hiç ilgisi yokken turanîliğe yamanmak istemeleri kendi köken perakendeliklerine bir dayanak uydurmak güdüsünün sonucudur. Turanî isimlendirmesi etnik bir isimlendirme olmaktan ziyade Mazda inancına karşı çıkan ve eski inançlarında direten topluluklara verilmiş dini bir isimlendirmedir. Partia Homa Varga, Partia Tigrak Xuda(farslar istihza amacıyla çarpıtarak Hüda derler(2)), Partia Tara Dariya (Siriderya) ülkelerinin yer aldığı coğrafya tümüyle Turan ülkesi olarak isimlendirilmekteydi. Daha sonraları Turan ülkesinin güneyini kapsayacak şekilde Xorasan dendi. Xorasan ismi, bu alanlara zamanla şemsî(mazdeist) inancının yayıldığına işaret etmektedir. Bu toplulukların Turanilik kadar bir diğer ortaklıkları da Parnî topluluklara mensup olmalardır. Estetik olarak teslis, felsefi olarak düalist, tanrı ve tapım anlamında barındırdığı monofizit özellikleri dolayısıyla kızılbaşlığın ancak her cepheden araştırılması ve içerdiği figürlerin yerli yerine oturtulmasıyla doğru sonuçlara varılabilir. Aksi halde Med-Pers ekseninde saplanılan Zerdüştî çıkmazına Kureyş, Ali ve Ehlibeyt çıkmazını eklemek hatası oluşur ki bu tür bir yorumlayış tarzı kızılbaşlığı müslümanlıkla açıklamaktır.

Sonuç olarak; Dêrsim, Dûsîkî, Dûzîgun, Dımîlî, Zaza(eril, oğul, güneşin oğlu, tanrının oğlu, güneş soylu), Homa sözcükleri bir yandan inanç sistemini işaret ederken diğer yandan anlamları itibarıyla şaşmaz bir bütünlük arzetmektedirler. Zaza ve kızılbaş inançlarını yorumlarken bu yanyanalığı ve uyumu gözardı edemeyiz. Homa inancı, başlangıçta ana tanrıça kültüne bünyesinde yer vermesi nedeniyle Zerdüştî inancından daha eskidir, İslam dini bu her iki dinden sonra gelir.

16 Kasım 2009

***

(1) Teslis: Üçlü. Baba, ana, oğul tanrı formuna sahip inanç türlerini tanımlamada kullanılan terim.
(2) Hüda : (farsça) Başlık, külah.

Hiç yorum yok :